TEMA 11 Eylül 1992 tarihinde, Karaca Arboretum'un kurucusu, BM Çevre Ödülü sahibi Hayrettin Karaca ve Tekfen Holding kurucu ortaklarından, Türk-B.D.T. İş Konseyleri Başkanı Nihat Gökyiğit tarafından kurulmuştur.
1980 yılında Hayrettin Karaca'nın Türkiye'nin ilk özel arboretumunu kurması aynı zamanda TEMA düşüncesinin de başlangıcı olmuştur. Bitki toplamak amacıyla Türkiye'yi karış karış dolaşan Hayrettin Karaca, erozyon sorununun boyutlarını görünce, sorunun önemini herkese anlatmak ve kavratmak gerektiğine karar verir. 5 Ağustos 1992 tarihinde Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan bir röportajında Hayrettin Karaca, şunları söylemiştir: "Türkiye'nin denizlere, derelere, barajlara akıttığı toprağın içindeki değerler, madensel elementler ve gübrenin değeri Türkiye bütçesine eşit belki de. Eğer denizlere akıttığımız bu toprağı hesap edecek olursak, Türkiye'yi yeniden ihya ederiz. Bu kadar büyük bir toprak kaybı vardır Türkiye'nin, fakat biz bunu kayıp olarak hesap etmeyiz. Toprak için ölürüz, bir karış toprağı kimseye vermeyiz deriz, karışla vermeyiz ama kepçeyle veririz. Bugün Yeşilırmak, Kızılırmak, Doğu Karadeniz'deki bütün dereler bulanık değil çamur olarak akıyor. Çoruh'a dökülen bütün çaylar, Çoruh kayalarının üzerinden toprağı sökerek akıyor. Bu toprak benim değil artık, Rus toprağı. Batum bu giden topraklar yüzünden denizden 2.5 kilometre geride kalmış durumda. Kayalar bizim, toprak bizim değil."
Yakın dostu Nihat Gökyiğit ile beraber TEMA'yı kurarlar. Kuruluşa öncülük edenler sanayici olunca, kurucular da iş adamları arasından çıkar. Kurucular Heyeti'nin ihtişamlı listesine rağmen, TEMA oldukça mütevazi koşullarla hayata geçer.
"İki Yol Arkadaşı"
Bugün Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olan TEMA’nın kuruluşu, ülkede doğal çevrenin hızla tahrip oluşundan kaygı duyan iki arkadaşın çözüm arayışlarına dayanır. Hayrettin Karaca, Türkiye’nin ilk özel arboretumunu kuran bir doğa bilgesidir. Doğa sevgisini ormanlarıyla ünlü Artvin doğumlu olmasına bağlayan Nihat Gökyiğit ise işi dolayısıyla Anadolu’yu sık sık gezen bir işadamı. Bir gün yolları Türk iş dünyasının merhum duayenlerinden Vehbi Koç’la kesişir. Gerisini Nihat Gökyiğit ve Hayrettin Karaca’dan öğrenelim:
Nihat Gökyiğit: “ Vehbi Bey bize dedi ki bakın dedi benim hayatımın son yıllarında 2 şeye daha hizmet etmek merakım var, arzu ediyorum: bunlardan bir tanesi nüfus planlaması ve aile sağlığı, ikincisi de ağaçlandırma. Ben de kendisine şöyle dedim: “Eğer izin verirseniz bir gün gelip size benim yol arkadaşım Hayrettin Beyle bunu bir anlatalım. Biz onunla her gün bu meseleleri konuşuyoruz”
Nihat Gökyiğit ve Hayrettin Karaca birlikte çalışarak iyi bir hazırlık yaparlar. Malum Vehbi Koç’u ikna etmek kolay bir iş değildir. İki yol arkadaşı Vehbi Koç’a bu işin bir vakıf çatısı altında kurulması gerektiğini anlatırlar.
Hayrettin Karaca: “Ben Vehbi Beye daha iyi inansın diye dialarla erozyonu göstermeye başladım. 10 - 15 tane dia gösterdim: O da : “Tamam tamam ben anladım, siz Vakfı kurun” dedi.
Vakfın kuruluşu için gerekli paranın yüzde 10’unu Vehbi Koç, diğer yüzde 10’unu da Nihat Gökyiğit koyar. Kalan paranın temini için de Gökyiğit ve Karaca iş dünyasından 30 isim seçerler ve sırayla görüşmeye başlarlar.
Nihat Gökyiğit: İlk sırada Rahmetli Nejat Eczacıbaşı vardı. ona konuyu anlatmaya çalışıyorduk; ben söze şöyle başladım: “ Nejat Bey” dedim “Türkiye Çöl Oluyor !” dedim. Ayağa kalktı. “Ya sen ne diyorsun Nihat ” dedi.
Seçilen 30 işadamından Merhum Nejat Eczacıbaşı da dahil, 28 işadamı TEMA’nın kuruluşu için omuz verir. Vakıf kurulmaya hazırdır. Peki Vakfın adı ne olacaktır?
Hayrettin Karaca: İşte Türkiye Erozyonla Mücadele ve Ağaçlandırma Vakfı. Ben o vakit dedim ki bir kelime daha girmesin. Ben bu işe razı olmam. Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nı aradan sokuşturuverdim. Havayı da suyu da koydum oraya. Doğal florayı da koydum oraya fauna da koydum içine.
Nihat Gökyiğit: “Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı. Ama ben bir taraftan buradan kısa bir isim nasıl çıkar diye onun şeytanlığını düşünüyorum. Şimdi Hayrettin Bey bunu bir yerde ifşa etti. Bunun dedi isim babası budur dedi Nihat dedi benim için. Oraya kadar söylemeyeyim dedim ama şimdi söylüyorum. böyle bir vakfın kısa ismini vermek bana nasip oldu diye hakikaten gurur duyuyorum.”
Artık ortada adı sanı belli, açılmaya hazır ve büyük hedefleri olan bir vakıf vardır. Tek ihtiyaç bunun açılışını kamuoyuna en güçlü biçimde duyurmaktır. Konu Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’e iletilir.
Nihat Gökyiğit: Sayın Demirel o zaman Başbakan. Dedim ki “Böyle bir teşebbüse girişiyoruz, ne dersiniz ?” Kendisi dedi ki; “Türkiye’nin en önemli birkaç meselesinden biridir bu, ama çok büyük bir meseledir. Siz hazırlığınızı yapın, bizzat gelip açılışı yapmak isterim” dedi.
Gerekli tüm hazırlıklar yapılır. Herkes gibi TEMA’nın ilk başkanı Karaca da çok sevinçlidir. Ancak açılışa az bir süre kala bir ayrıntı onun sevincini heyecana çevirir.
Hayrettin Karaca: Bana dediler ki, “konuşmanı getir hazır mı? Ne konuşması. Eee sen konuşacaksın. Nee? Sen Başkansın. Dedim ben konuşamam. Ben konuşamam.”
Nihat Gökyiğit: “Hayrettin ben çocukken kekemeydim” dedi. “Yahu yapma” dedim. Hakikaten konuşamam dedi o zaman. Bakma sonra bülbül oldu, susturmak için uğraşıyoruz şimdi.”
Sonradan Toprak Dede namıyla nice konuşmalar yapacak olan Karaca, açılış konuşması için hummalı bir uğraştan sonra 10 dakikalık bir metin hazırlar. Büyük gün gelir ve kürsüye çıkar.
Hayrettin Karaca: “Şimdi kürsüye çıktım. Okuyamadım. Aklımdakini söyledim. TEMA böyle bir heyecanla kuruldu. Heyecanlandım. Okuyamadım bile. Ama herhalde güzel bir şeyler söyledim, alkışladılar çünkü.”
Resmi kuruluş tarihi 11 Eylül 1992 olan TEMA Vakfı, Levent’te Hayrettin Karaca’ya ait bir apartman dairesinde faaliyete başlar. Vakfın ilk büro mobilyaları ise Hayrettin Karaca’nın merhume eşi Sevim Karaca’ya ait eski bir kanepe, iki küçük yazı masası ve Kelebek Mobilya’nın bağışladığı toplantı masasından oluşmaktadır.